Alex düzenli bir hayatı, güzel bir sevgilisi olan Danimarkalı genç bir adamdır. Bir akşam metroda karşılaştığı Aimee’nin peşinden gitme arzusunu bastıramaz ve kız arkadaşı Simone’ye bile hiçbir şey söylemeden çekip gider. Aimee bir bara girer, Alex de peşinden. Birbirlerini daha önce tanımışlar mıdır ya da bu ilk karşılaşma mıdır? Alex içinde Aimee’yi ömrü boyunca tanıyormuş gibi bir his duyar. Sanki yıllardır birbirlerini tanıyormuş gibi konuşmaya başlarlar, gecenin sonunda ertesi gün buluşmak üzere sözleşirler ve Alex evine döner. Ancak yaşadığı ev artık yoktur, ne ailesi ne sevgilisi kimse O’nu tanımamaktadır. Alex tüm geçmişini, kimliğini yitirmiş bir adamdır, O’nu tanıma şansı olan ve kim olduğunu ispat edebilecek tek insan Aimee’dir.