Kim olduğunu hatırlamıyor. Nerede olduğunu bilmiyor.
Tanımadığınız insanların cesetleri ile dolu, kaza yapmış bir arabada bacağınız kırılmış bir şekilde uyandığınızı hayal edin. Nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu ya da ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. Zihniniz sırlarla dolu bir esrar perdesi gibi. Vahşi doğanın ortasında içgüdüsel olarak hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Peki, gerçekle yalanın, hayalle gerçeğin birbirine girdiği, hem kurban hem şüpheli olduğunuz bu bilmecenin içindeyken geçmişinizden kaçabilir misiniz?